Binlerce yıldır Akdeniz havzasına hayat
veren zeytin ağaçları, Ege coğrafyası için de
vazgeçilmez bir sağlık ve yaşam kaynağıdır.
Tarihi kayıtlar zeytinin medeniyetlere yön
verdiği en eski yaşam alanları olarak Ege
kıyılarını işaret eder. Geçimini bu ölümsüz
ağacın dallarından sağlayanlar arasında
Ege’nin cennet adalarından Midilli’nin ahalisi
de bulunuyordu. Bunlar içinde adanın Yera
köyünden Hasan Efendi’nin hikâyesi, denizi
aşarak Türkiye’ye mal olan bir ticaret ve aile
geleneğini içine alır. Hasan Efendi, sahibi
olduğu ağaçların bakımı için sıklıkla gittiği
Komi köyü nedeniyle adada Komili Hasan
diye bilinirdi.
Hasan Efendi’nin lakabı önce 1878 yılında
Midilli’de kurduğu Dizdarzade Komili
Hasan ve Oğulları adlı şirkete, daha sonra
Türkiye’de sektörün öncüsü şirketinin adına
ilham kaynağı oldu. Hasan Efendi okur yazar
ve içinde yaşadığı topluma karşı duyarlı bir
kişilikti. 1893 yılında Midilli’de zeytinle ilgili
yapılan ihalede ortaya konan usulsüzlükleri
de Osmanlı Sarayı’na bildiren o olmuştu. Bu
nitelikleri, mutasarrıf Nağmi Bey tarafından
köyünde nahiye müdürü yapılmasını
sağladı. Öte yandan ürettiği zeytinyağı
Osmanlı saraylarına gönderilir olmuştu.
Nedim Atilla’ya göre, Balkan Savaşları
öncesinde adadaki Yunan çetelerinin bölgede
Müslümanları sindirme gayretleri içinde
Hasan Efendi de bir suikast sonucu hayatını
yitirmişti. Ancak hayatını kaybettiği yıla
değin sürdürdüğü ticari faaliyetler sayesinde
oğullarına on binlerce zeytin ağacı bırakmayı
başarmıştı.
Harp yılları, önce I. Dünya Savaşı ardından
Kurtuluş Savaşı zaten 1912’de Osmanlı
toprağı olmaktan çıkmış olan Midilli’deki
Müslümanların hayatlarını kökten
değiştirmişti. Adadaki tüccarlar arasında
aileye ait işyeri “Hasan Efendi” şeklinde ticaret
yıllıklarında son olarak 1921 yılında görüldü. Bu yıllarda dört oğlu ailenin hem birliğini hem
de geçimini güçlükle sağlıyordu. Toplumsal
duyarlılık da babalarından aldıkları bir mirasa
dönüşmüştü. Oğullarından Ali, 1923-1924’te
Midilli Müslümanları da mübadeleye tabi
tutulunca “Adadaki son Müslüman gemiye
binmeden ben de binmeyeceğim” dedi ve öyle
de yaptı.
Aslında Midilli’den çok da uzağa
gitmemişlerdi. Suyun diğer yanında,Ayvalık’ta başlayan yeni hayatlarında da
bildikleri işi yapmak üzere zeytin ağaçlarının
gölgesinde durdular. Başbakanlık Cumhuriyet
Arşivi’nde bulunan 1925 tarihli bir belge,
dört kardeşin sevk ve iskânına dair ayrıntılar
içerir. Belgede ailenin Midilli’deki evlerinden
söz edildikten sonra verilen bilgiler şöyledir:
“Midilli’nin Yere Nahiyesi Üsküblü Köyünden
gelip, Balıkesir Ayvalık Kazasına yerleşen,
tüccar, ziraatçı, fabrikatör Hasan Komili
Çocukları Mustafa, Ali, Hüseyin ve Abdi.”
1926 tarihli Balıkesir Ticaret ve Sanayi Odası
Salnamesi’nde “Komilizade Mustafa Bey”,
“Ayvalık Kazasında Mevcut Fabrikalar”
kısmında kaydedilmişti. Salname’de verilen
bilgilere göre, faal durumda olan fabrikanın
yirmi hayvanlı taşıma kapasitesi, on iki bin
kiloluk yıllık üretimi ve yirmi beş çalışanı
bulunuyordu. Aile kısa sürede kültürüne ve
yaşam tarzına çok da yabancı olmadıkları Ayvalık’a uyum sağladı. Elbette yalnız
değildiler; Midilli’den birçok başka aile de
onlar gibi Ayvalık’a yerleşmiş, bunların
içinden Sözmez ve Madra aileleri de onlar gibi
ilçenin ticaret hayatına renk katmıştı.
Mustafa Bey’in oğulları Salih ve Necmi,
dedelerinin “Kalitesiz ürünle müşteriyi bir
kez, kendini ebediyen kandırırsın” düsturuyla
ailenin ticaret mirasını sürdürdü.
1942’de anneleri Lütfiye Hanım’ı kaybeden kardeşler 1947’de de ortaklıklarına son verme
kararı aldılar. “Ben sadece Komili markasını
taşımak istiyorum” diyen Necmi Komili
firmayı gelecek kuşaklara taşıyan isim oldu. 1937 yılında ilk marka tescili, Mustafa Komili
Oğulları Necmi ve Salih ve Şürekası adıyla
yapılmıştı. Ticaret yıllıklarında 1944-1945
itibariyle hem Ali Komili hem de Necmi ve
Salih Komili görülüyordu. 1947 ve 1948’de
zeytinyağları için yeniden marka tescili
yaptırıldı.
Bu tarihlerden itibaren Komili adı ulusal
yayınların ilan sayfalarında daha sık
görülmeye başladı. 1960’a gelindiğinde günlük
zeytinyağı üretimi elli ton gibi çarpıcı bir
rakama ulaşmıştı. Bu performans Komili’nin
sektöründeki küresel oyuncuların dikkatini
çekmesini sağladı ve dünyanın en büyük
alıcılarından biri olan İtalyan Mazonni’nin
beşinci tedarikçisi Komili oldu.
Komili geçmişten günümüze sektörün
kalkınmasına pazara soktuğu inovatif
ürünleriyle hep destek oldu. Zeytinyağının
koyulduğu kare kutulardaki sızma sorunu
nedeniyle silindir kutuların geliştirilmesi
değişimin habercisi gibiydi ve artık “Komili
altın kutuda”ydı. 1973’te Türkiye’nin ilk
fiziki rafinasyon tesisini kuran Komili, 1980’e
gelindiğinde tüm fabrika ve üretim araçlarını
modernize etmiş durumdaydı.
Altın kutudan Kibele şişelerine, zeytinyağının
görüntüsü hep değiştiyse de sevilen
tadı aynı kaldı. 1969 yılında piyasada bol
miktarda Komili etiketi taklitçisi çıkınca
gazetelere verilen ilan da müşteriler ile firma
arasındaki bağı vurgular gibiydi: “Ambalaj
ve rengi bütünüyle taklit edilebilir, Komili
zeytinyağının kalitesi asla.” Ancak tüm bu
gelişime rağmen, bir Akdeniz ülkesi olan
Türkiye’de zeytinyağı tüketimi gelişmiş
ülkelerdekinin çok altındaydı. Komili bu
sağlık kaynağını doğru tanıtmak için tanıtım
stratejisinde önemli bir değişim yaparak
1990 sonrasında Akdeniz temasına geçti.
Zeytinyağıyla ilgili farkındalık yaratmak
da birincil meselelerinden biri oldu. Bu
amaçla “Ağaçtan İnsana Zeytinyağı Anıtları”,
“Tirilye’den Derik’e Adatepe’den Yusufeli’ne
Hayat Ağacıyla Yaşayanlar”, “Edremit Yöresi
Yağhaneleri”, "Ramazan Lezzetleri" gibi
çalışmalar Komili sponsorluğunda hazırlandı.
Zeytinyağının tarihi köklerinin bulunduğu
Klazomenai kazısı gibi birçok saygın girişimin
arkasında da yine Komili vardı.
1992 yılında Unilever çatısı altına giren bu
değerli zeytinyağı markası, faaliyetlerini
Türkiye’nin en köklü zeytinyağı markalarından
olan Sezai Ömer Madra (1914) ve Kırlangıç
(1953) ile sürdüren, Anadolu Grubu
bünyesinde yer alan, Ana Gıda firmasına 2008
yılında devredilmiştir. Günümüzde Komili,
Türkiye’de zeytinyağı kültürünün gelişmesi ve
tüketiminin artırılması misyonuyla üreticinin
ve tüketicinin bilinçlendirilmesi çalışmalarını
sürdürmektedir.