Şair Edhem Efendi, babası Topçu Kolağası
Mustafa Efendi’nin ölümünü takiben doğup
büyüdükleri Sakız’dan ayrılarak 19. yüzyılın
ortalarında iki küçük kardeşiyle İstanbul’a
geldi. Amcasının yardımlarıyla devlet
hizmetine girdi ve kardeşlerinin de iyi bir
şekilde yetişmesini sağladı. Biraderlerinden
Esad’ın devlet memuriyetinden sadrazamlığa,
Kazım’ın ise Osmanlı ordusu içinde müşir/
mareşalliğe uzanan ışıltılı kariyerleri oldu.
En bilinir şekliyle Sakızlı Müşir Kazım Paşa,
Plevne Müdafaası da dahil olmak üzere
ismi uzun yıllar kahramanlıklarla anıldıktan
sonra, 1909’da emekliye ayrıldı. Avrupa
seyahatlerinde gördüğü otellerden gerek
mimari yönleriyle gerekse ticari faaliyetleri
bakımından etkilenmişti. 1911’de yanarak
tahrip olan Büyükada Giacomo Oteli’nin
bulunduğu araziyi satın alan Kazım Paşa,
buraya Cannes Fransa'da Vieux Port
bölgesinde gördüğü ve halen de Splendid
adını taşıyan otele benzer şimdiki Splendid
Oteli inşa ettirdi. Ardından Tokatlıyan
Oteli’nin üç garsonu olan Dikran, Tavit ve
Onnik Beyler mekânı kiralayarak işletmeye
başladı. Daha önce aynı adla bir lokanta
işleten bu üç ortak, otele de “Splendid” adını
verdi. Ancak otel daha bu yıllarda Kazım
Paşa’nın ismiyle anılmaya da başlandı.
Kârgir üslupla başlayan inşaat, Mimar Kaludi
Laskaris Kalfa’nın telkinleriyle ahşaba döndü.
Kazım Paşa da, genel hatlarıyla Fransız
apartmanlarını andıran yapıya iki kubbe
eklettirdi. İç dekorasyon ise üç gayrimüslim
girişimcinin zevklerini yansıtıyordu.
Ratzkowski ve H. Mocel gibi ressamların
tablolarıyla süslü duvarların yanı sıra,
Paris’teki Christofle mağazasından kristal
takımlar ve DDO etiketli çatal bıçak takımları,
Lion’dan hasır koltuklar ve İstanbul’daki
Austro-Ottoman mağazasından mobilyalar
alınmıştı. Elektrik bulunmayan adada sıcak su,
asansör ve aydınlatma için bir gaz jeneratörü
çalıştırılıyordu.
Paşa 1911 yılında arazinin önüne bir de rıhtım
yaptırmak için başvurmuş, Şura-yı Devlet
kararıyla krokileri bugün Osmanlı Arşivi’nde
bulunan yapı için ruhsat almıştı. Otel bir
harbiye mensubuna ait olunca, savaşlarla
geçen yıllar içinde sık sık da askeriyenin
emrine verildi. “Kazım Paşa Oteli”, Balkan
Savaşları sırasında, henüz 1912’de, hastaneler
yeterli olmadığı için geçici olarak bu amaçla kullanıldı.Bu günlerde binaya 200
civarında yaralı sevk edilmiş, askerlerin
elbise ve sıhhi ihtiyaçları için Osmanlı
Kızılay’ı (Hilal-i Ahmer Cemiyeti) tarafından
Bab-ı Âli’den yardım istenmişti. Bu fırtınalı
günlerin sancıları biraz olsun hafiflediğinde
işletmeciler işyerlerini hareketlendirmeye
gayret etti. I. Dünya Savaşı başlamadan önce
otel bazı ünlü misafirleri de ağırlamaktaydı.
Bunlardan biri olan Yahya Kemal, savaş
başladığında tek düzenli müşteriydi; ancak
Halit Fahri Ozansoy’a göre otel, bu tek
müşteriye bile saygı duyar ve kapılarını
kapatmazdı.
Otel, o yıllarda batı dillerinden geçen ve
“s” harfi ile başlayan pek çok kelimede
olduğu gibi, “İsplandit” şeklinde de anıldı.
1914 öncesinde İstanbul’un en saygın
mekânlarından biri haline gelip, çoğunlukla
gayrimüslim müşteriler için düzenlenen
geceler ve balolara ev sahipliği yaptı. Ancak I.
Dünya Savaşı’nın başlamasıyla işler yeniden
bozulunca, işletmeciler oteli açmak için
Karagözyan adlı bir Ermeniden aldıkları
borcu ödeyemeyecek duruma düştü. İcra
işlemi başladıysa da Kazım Paşa ve damadı
İsmail Hakkı Tökgöz'ün daha önce hareket
ederek Adalar İcra Müdürlüğüne gerekli
borcu üzerilerine geçirip müdahalesiyle otelin
özenle seçilmiş eşyaları kurtuldu.
Yıllar içinde Splendid, işletmecileri değiştiği
ve her zaman da otel olarak kullanılmadığı
için, ilk yıllarındaki görkeminden
uzaklaşmaya başladı. Özellikle I. Dünya
Savaşı’nın ardından İstanbul işgal edildiğinde
İngilizlerin eline geçmesiyle bir hayli
hırpalanmıştı. 1919 yılında İngiliz Dersaadet
İşgal Kumandanlığı tarafından sekiz-dokuz
ay süreyle Rus askerleri ve aileleri burada
konaklatıldı. Geçen süre içinde otelin
uğradığı zarar ve tahrip olan eşyalar için
İngiliz Sefareti’ne başvuran Kazım Paşa bu
iş için bir komisyon kurdurmasına ve zararı
tespit ettirmesine rağmen sonuç alamadı.
İşgal son bulduktan sonra, 1923 yılında bu
durumu İstanbul komutanlığına “Otel Sahibi”
imzasıyla bildirdi.
Splendid Palas Oteli’nin ev sahipliği yaptığı
en anlamlı etkinliklerden biri de 9 Ekim 1921
tarihinde savaş malulü gaziler yararına verilen
yemekti. Davetiye ve konser programı da
bastırılan gecede Darülelhan Fasıl Heyeti
sahne aldı. 1925 yılından itibaren garsonu
Teodor Plakis Efendi ve 1941’te ekibe katılarak
1963’e kadar müdürlük de dâhil pek çok görev
yürüten Haralambos Melanidis gibi eski ve
yeni çalışanlarıyla otel hızla toparlandı; 1929 yılında gazetelere ilan vermeye başladı.
Bunlardan birinde, Avrupa ve Şark mutfağı,
salon orkestrası ve cazbandıyla beş liradan itibaren tam pansiyon verilen hizmetten
söz ediliyordu: “Aileler ve uzun müddetle
ikamet için hususi tarife. Bir evi kiralamadan
evvel Splendid Otel’in fiyatlarını tedkik
ediniz.” Yapılan tadilatın ardından yemek
salonu, nişan merasimi gibi etkinliklere
ev sahipliği yapar hale de gelmişti. Mr.
Lala adlı birinin işletmeci olduğu 1929
senesinde Büyükada’ya gelen Gazi Mustafa
Kemal akşam yemeğini burada yemiş ve geç
saatlere kadar kalmıştı. Zaten Atatürk bu
aileye yabancı değildi. Başta Kazım Paşa’nın
kızı Nazire Hanım olmak üzere aile içinde
pek çok arkadaşı vardı. Mütareke yıllarında
Anadolu’ya geçmeden önce sık sık Kazım
Paşa’nın kızı Nazire Tökgöz'ün Şişli’de Karlo
Apartmanı’ndaki dairesinde aileyi ziyaret
ederdi.
1930’larda Splendid Palas artık hayli
renklenmişti. Arnoldi Zirkin ve Arnoldi Caz
Salonu Orkestrası Büyükada akşamlarını
hareketlendiriyordu. Splendid’de geçirilecek
zaman bir ödüldü. 1931’de Şark Demiryolları
Memurin Cemiyeti, memurlarına bir vapur
gezisi yaptırdı. Akşam yemeği için de
Splendid’e gelindi, yemek yendi ve dans
edildi. Aynı yıl içinde bina, elektrik
motorunun gaz borusunun patlamasıyla çıkan
küçük bir yangını da atlatmıştı.
Dönemin tüm önemli ticaret kayıtlarında,
turizm rehberlerinde Splendid’i görmek
mümkündü; 1929 Salnamesi’nde “İspilandit”, 1932’de Annuaire Oriental’de “Splandit
Oteli” adıyla yerini buluyordu.Türkçe
tabela kullanma politikaları çerçevesinde
Büyükada’daki oteller eski isimlerine de atıf
yapan Türkçe adlar kullanmaya başladığında
Splendid de tabelasını şöyle düzenlemişti:
“Kazımpaşa Oteli–Eski Splandit.” 1934
yılında otelin üzerinde bulunduğu Macar
Caddesi de ismi değiştirilerek 23 Nisan
Caddesi oldu.
Büyükada otelleri genel olarak sezonluk
çalışırdı. Kış aylarında azalan, yaz aylarında
artan talep nedeniyle Splendid Palas Oteli
uzun yıllar böyle bir düzende çalıştı. Açık kaldığı zaman aralığı, bir gazeteye verdiği
ilanda “Nisan’ın 1’inden Teşrinievvel’e
kadar” şeklinde belirtilmişti. Kapalı
olduğu dönemlerde genellikle tadilat ve
sezon hazırlığı yapılır, sezon açılışları yine
gazetelerden halka duyurulurdu. Bu ilanların
biri hem yaz sezonunun açılışını müjdeliyor,
hem de otelin yeni idarecisinin “Bay A.
Allahverdi” olduğunu işaret ediyordu.
1934’ün konuk listesinde yine Gazi Mustafa
Kemal vardı. Cemal Granda’nın anılarında
uzun uzun söz ettiği, Mustafa Kemal Paşa’nın
dans ettiği ve ettirdiği bu konukluk 31
Ağustos’un sabah saatlerine kadar sürdü.
1936 yılı geldiğinde, “asrın en kıdemli
mareşali” Kazım Paşa hayata gözlerini
yumdu. Otelin mülkiyeti de güzelliğiyle
meşhur kızı Nazire Tokgöz’e geçti. Lakin
Nazire Hanım da ancak beş yıl işin başında
kalabildi; 1941’de onun ölümünün ardından
otel kısa bir süre kapalı kaldı. İşleri Paşanın
damadı İsmail Hakkı Tokgöz devraldığında,
Splendid Otel pek çok gözlemci tarafından
birinci sınıf oteller arasında sayılmaktaydı. II. Dünya Savaşı sonrasında bir kadının geceyi
tek başına geçirebileceği, oda fiyatları 7 ila
10 liradan başlayan, Amerikan barıyla yemek
salonu “mükemmel” bir yerdi Splendid. Otelin binası günümüzde dahi Ada’nın en
çok dikkat çeken ahşap binalarından biri
konumundadır. Bu nedenle Büyükada’da
çekilen Türk sinemasının en erken
örneklerinden itibaren tercih edilen mekânlar
arasında yer almış, birçok romana ilham
kaynağı olmuştur.
1957’de İsmail Hakkı Tokgöz’ün vefatının
ardından otelin mülkiyeti ve işletmesi
kızı Belma Hatice ve onun eşi Nihat
Hamamcıoğlu’na geçti. Belma Hanım ve
Nihat Hamamcıoğlu idaresinde Splendid
Palas eski heyecanını sürdürmeyi başardı;
zira bu çift Büyükada’nın da Splendid’in de
geleneğinin farkındaydı. Bunun sayısız örneği
vardı: 1953’te Ayetullah Ömer ve İbrahim
Çallı’nın resim sergisi yaptığı otel 1985’te
de amatör ressamları ağırladı. Atatürk
döneminden sonra Büyükada’da yapılmayan
Cumhuriyet Balosu 1996 yılında yine eski
adresi Splendid’e döndü ve sonraki yıllarda
da tekrar edildi. 35 yıl sonra 1997’de doğup
büyüdükleri toprakları ziyarete gelen Rumları
konuk eden de yine Splendid oldu.
Hamamcıoğlu ailesi Splendid Otel’i,
kurdukları Turyat Turizm Yatırım ve
Ticaret Ltd. Şti. bünyesinde günümüze
değin işletmektedir. Başta Hamamcıoğlu
müesseseleri olmak üzere pek çok tarihi
ticari kuruluşun sahibi olan aile, Splendid
Palas’ı ticari bir kuruluş olmanın ötesinde bir
aile yadigârı ve kültür mirası olarak yaşatma
gayretindedir.